@aku.edu.tr
Department of Hadith/Faculty of Theology
Afyon Kocatepe University
Religious studies
Scopus Publications
Scholar Citations
Scholar h-index
Scholar i10-index
Mustafa Yasin Akbaş and Taha Çelik
Mutefekkir
Hadis tarihinde hicrî beşinci ve altıncı asırlar itibariyle mevzû rivayetler müstakil kaynaklarda bir araya getirilmeye başlamış bu alanda önemli bir literatür teşekkül etmiştir. İlk olmamakla birlikte en meşhur örneğini İbnü’l-Cevzî’nin (ö. 597/1201) verdiği bu alana önemli katkı sunan âlimlerden birisi de Süyûtî’dir (ö. 911/1505). Onun ilgili literatürdeki yazınının ekseriyeti İbnü’l-Cevzî’nin el-Mevzû‘ât’ı eksenlidir. O, el-Mevzû‘ât üzerine en güzel çalışmayı el-Le’âli’siyle yapmış, sonra bu eserini en-Nüket’inde özetlemiştir. Ayrıca el-Mevzû‘ât’a bir de zeyl kaleme almıştır. Özellikle devrinde uydurma hadisleri fazlaca kullanan kıssacıları tenkidi kendine vazife edinen Süyûtî, alana ilişkin eserlerinin hemen hepsinde kıssacılara dikkat çekmiş, onları sözlü tenkitten de geri durmamıştır. Bu sebeple çokça saldırıya da maruz kaldığını söylemiştir. Çalışmada Süyûtî’nin mevzûât literatürüne örneklik teşkil eden eserleri tespit edilmiş ve bunlar; telif sebebi, metodu, mahiyeti ve literatürdeki yeri açısından tahlil edilmiştir. Ayrıca müellifin mevzû hadislere yaklaşımı ve bu tür rivayetlerin kullanımı hususundaki tavrı incelenerek İbnü’l-Cevzî’ye yönelttiği tenkitler tetkik edilmiştir. Netice itibariyle hadis tarihinin belki de en velûd âlimi olan Süyûtî’nin mevzûât literatürüne de oldukça nitelikli bir katkıda bulunduğu görülmüştür. Bununla birlikte onun, uydurma hadisin ihdâsı ve nakli konusunda son derece ağır tenkitlerde bulunmasına ve hemen her eserine bunu yansıtmasına rağmen kendisiyle bazen çelişebildiği, kimi zaman aşırı zayıf hatta uydurma rivayetleri savunabildiği ve bazı eserlerinde mevzû rivayetleri kullandığı müşâhade edilmiştir.
Mustafa Yasin AKBAŞ
Ankara Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi
el-Ferrāʾ el-Beġavī’nin (ö. 516/1122) Meṣābīḥu’s-Sunne isimli hadis derlemesi yazıldığı günden itibaren ilgiyle karşılanıp farklı coğrafyalardaki medrese ve dāru’l-ḥadīs̱lerde okunmuştur. Bu ilgi sonucu eser hakkında farklı dönemlerde çok sayıda şerh kaleme alınmıştır. El-Meṣābīḥ şerhlerini listeleyen çalışmalarda çoğunlukla birbirinin tekrarı ve karışık bilgiler yer almaktadır. Bu durum ilgili çalışmalarda kaynaklardaki bilgiler ve kütüphane katalog kayıtları ile yetinilmesinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca şimdiye kadar hazırlanan listelerde şerhlerin özellikleri hakkında çok fazla bilgi bulunmamaktadır. Bu makalede el-Meṣābīḥ şerhleri tespit edilip incelenmekte, ortak ve farklı yönleri dikkate alınarak değerlendirilmektedir. Çalışmada öncelikle şerhlerin listesi sunulmuş ve eserin hacmini artırmamak gayesiyle müellifler ile eserler tanıtılmadan yalnızca kaynaklara atıf yapılmıştır. Ayrıca varsa müellif ve eser hakkındaki ihtilaflara temas edilmiştir. Makalede el-Meṣābīḥ’in günümüze ulaşan 25 şerhi tespit edilmiş, matbu 6 eserin yanı sıra yazma haldeki 19 şerh listelenmiştir. Kaynaklarda ismi geçen 4 şerhin kayıp olduğu, harici bir bilgi ile teyit edilemeyen 11 şerhin ise sadece müelliflerine nispet edildiği tespit edilmiştir. Şerhler değerlendirilirken müelliflerin yaşadıkları bölge ve dönem ile ilmî kişilikleri dikkate alınarak karşılaştırma yapılmıştır. Ardından muhteva başlığı altında şerhlerin özellikleri incelenerek ortak ve hususi yönlerine dikkat çekilmeye çalışılmış, el-Meṣābīḥ’in temel şerhleri ile bunlardan istifade eden diğer şerhler belirlenmiştir. Bu kısımda hususi bilgileri öne çıkaran şerhlere de temas edilmiştir. Şarihlerin yorumlarında temel aldıkları alimler ve eserler ile el-Meṣābīḥ şerhlerinin birbirlerine ve sonraki eserlere ne ölçüde kaynaklık ettikleri ise kaynaklar ve etkileşim başlığında incelenmiştir. Makalenin sonuna Meṣābīḥu’s-Sunne şerhleri hakkındaki temel bilgiler tablo halinde eklenerek bu eserler ve özellikleri toplu halde gösterilmeye çalışılmıştır.